30 Ocak 2013 Çarşamba

Moonrise Kingdom, In Case of Love, Come Rain Come Shine

Moonrise Kingdom (2012)

Bir grup izci çocuk ve onları eğiten eğitmenleri ile kasabanın şerifi arasında geçen ilginç ve bir o kadar da komik olaylar döngüsü. Biraz detaylandırırsak şöyle anlatabilirim. Sam bir gün kamptan kaçar. Yıllardır mektuplaştığı Suzy ile buluşurlar. İki genç bu yolculukta cinselliği keşfedeceklerdir. Aileleri ile birlikte Sam'in eğitmeni ve Şerif onları aramaya koyulacaktır. Sam'in ailesine ulaşmayı hedefleyen Şerif ve Eğitmen hiç bilmedikleri gerçeklerle karşılaşacaklardır.

Zaman zaman eğlendirse de ortalama bir film olmuş. İzleyenler sonu itibariyle neden döngü dediğimi anlayacaktır.







İki kız arkadaş bir gün yolda giderlerken bir kedi yavrusu bulurlar. Ona mamalar alıp büyütmeye karar verirler. Markette çalışan genç (Jeremy) onların yan dairesini stüdyo olarak kullanıyordur. Elaine'den ilk görüşte etkilenmiştir. Jeremy solist, James gitarist, Vicky bass gitarist, Louis baterist, Ashley ise menajerliklerini yapıyordur. Ashley grubun gitaristi James'den hoşlanıyordur ama ondan bir türlü aynı tepkiyi alamıyordur. Jeremy bu iki kız arkadaşı (Claire ve Elaine) kendilerini dinlemesi için davet eder. Claire oradayken gitarist James'e aşık olur. Onu ilkokula giderken tanıştığı arkadaşı sanmıştır. Bir süre sonra hiç bilmediği bir gerçeği öğrenecektir James'ten.

Kedi ne iş dediğinizi duyar gibi oldum. Hemen söyleyeyim. Kedi bir gün evden kaçıyor ve Claire onu aramaya çıkıyor. James'te ona yardım ediyor. Böylece bir bakıma aralarını yapmış gibi oluyor. Filme ismini veren şarkı güzeldi bu arada. (Dinlemek ve fragmanı izlemek isterseniz tıklayın) Claire'in geçmişi ile ilgili detaylar eklenmese kötü bir film olurdu benim gözümde. Ama ortalama bir film olmuş bu sayede.



Come Rain, Come Shine (2011)

Ayrılmaya karar veren bir çift akşam son bir kez yemek yemek için dışarıda randevu ayarlar. Kadın Japonya'ya gidecektir birkaç günlüğüne. Adam ise her şeyi olgunlukla karşılayarak buna razı olmuştur. Evde eşyaları toplamakla meşgulken yağmur bastırır ve bir türlü durmayı bilmez. Trafik felç olmuş ve yollar kapanmış haberleri gelir. Adam aslında ayrılmak istemiyordur ama onun gidişine de tepki vermiyordur. Bu kadını daha da çılgına çevirir. Hyun Bin'in oynadığı karakterde bir adamı nasıl terkediyor bu kadın ben anlamadım gerçi. Bir kadın düşünün evde yemekleri adam yapıyor. Kahvenin ayarını bile tutturamadığı için kocasına yaptırıyor ve üstüne ayrılmak istiyor. Şok şok şok. Acayip sıkıcı bir film. Çok az konuşma var. Sonu da çok muallak. İzleyenler bir sonuç çıkaracaktır ama havada bırakılmış biraz.

24 Ocak 2013 Perşembe

The Thieves (2012)

Dodookdeul
Hırsızlar



Oyuncular


Trailer

Hırsızlık konusunda profesyonelleşmiş 10 tane hırsız Hong Kong'daki 30 milyon dolarlık "Güneşin Gözyaşı" adlı elması çalmak için plan yapar. Bu plandan daha önce Kore'de bir hırsızlık olayına karışmışlardır ve Pepsi yakalanıp hapse atılmıştır. Şartlı tahliye kararıyla salındıktan sonra tekrar bu işe atılır. Hepsi kendine göre gelecek planları yapıyordur. Ancak orada işler bekledikleri gibi gitmez. Herkes kendini kurtarmaya bakacaktır.


Biraz karakterlerin özelliklerine değineyim. Yenicall (Gianna Jun) meşrebi geniş bir hırsızdır. Genelde erkekleri tavlaması için kullanılır. İçlerinde en atletik olanı da o'dur.


Şarabı dökmeden bakın aşağı nasıl atlıyor.

Zampano (Kim Soo-Hyun) ekibin en genç üyesidir. Yenicall'e aşıktır. Pek başka bir özelliğini görmedim.

Macao Park (Kim Yun-Seok) daha önce bir çok büyük soygunu gerçekleştirmiş gözde bir hırsızdır. Yüzünü çok az kişi görmüştür. Pepsi'ye aşıktır.  


Pepsi (Kim Hye-Seo) önceki hırsızlık olayında yakalanıp hapse girmiştir ve o da Macao Park'a aşıktır. 

Popie (Lee Jung-Jae) belki de içlerinde en fazla kendini düşünen kişidir. O da Pepsi'ye aşıktır. 

Chewingum (Kim Hae-Suk) dul bir kadındır ve bir sevgilisi olmadığı için bunalımdadır. İçkiye olan düşkünlüğü ile tanınır.


Yenicall hatta onunla dalga geçiyor. Aşağıdaki gibi :) Tek sorununun bu olduğunu söylüyor.

Adrenalinin sonlara doğru yoğunlaştığı öncelerinde ise biraz komedi, biraz cinsellik vurgusunun yapıldığı bir film The Thieves. Gianna Jun fazlasıyla dişiliğini kullanmış bu filmde. Lee Jung-Jae'ye de bıyık yakışmış. Bundan sonra bıyık bıraksın bence. Kore'de tüm zamanlarda en fazla gişe hasılatı yapan film olmuş ayrıca. Gianna Jun faktörü etkili olmuş olabilir bunda. Kim Soo-Hyun'da Gianna Jun'u buldum bari koparayım şunun dudağını öperken demiş. Ayıp yani.

Gif'i biraz büyük koydum çünkü net belli olmuyor küçükken. Oynamıyorsa üzerine tıklayıp açın.

Ayrıca havuza girerken güneş gözlüğü takmak neymiş ya arkadaş? Tam kıroymuş Gianna Jun :)


22 Ocak 2013 Salı

Life of Pi (2012)

Pi'nin Hayatı

Pi'nin gençliği inanç karmaşası içinde geçer. Önce Hinduizm sonra Hristiyanlık sonra da İslam'la tanışır. Hepsine birden inanmayı seçmiştir. Babası bunun üzerine oğluna bir öğüt verir. "Aynı anda birbirinden farklı üç dine birden inanamazsın. Eğer inandığını düşünüyorsan aslında hiçbirine inanmıyorsun demektir." Pi'nin babasının hayvanat bahçesi vardır. Pi yaramaz ama bir o kadar da zeki bir çocuktur. Bir gün hayvanat bahçelerine bir kaplan getirilir. Pi elindeki eti kafesin içindeki kaplana uzatarak onu beslemek ister. Bu esnada babası onu görür ve kızar. Oyun mu sandın bunu der. Pi hayvanlarında bir ruhunun olduğunu gözlerinden gördüğünü babasına söyler. Babası daha da kızar ve ona ders olması için bir tane Ceylanı yem olarak kafese atar. Amacı gözünü korkutmaktır. Ve bunda da başarılı olur. Pi kaplanla arkadaş olmak istiyordur. Babası onun bir hayvan olduğunu hayvanlardan arkadaş olmayacağını söyler. Bir zaman sonra hayvanat bahçesinin giderlerini karşılayamaz duruma gelir babası. Orayı satıp Kanada'ya göç etmeye karar verirler. Sadece hayvanat bahçesinin yerini satarlar. Hayvanlarla birlikte bir Japon gemisiyle Kanada'ya doğru yol alırlar. Okyanusta fırtınaya yakalanırlar. Pi, annesi babası ve kardeşini kurtarmak ister ama başaramaz. Gemi su almıştır ve filikalarla yolcular tahliye ediliyordur. Birden hangardan kaçan bir zebra Pi'nin olduğu filikanın içine atlar. Filika denize düşer. Denizin içinden bu sefer kaplan filikaya tırmanır. Pi çok korkmuştur. Ondan kurtulmak için denize atlar ama kısa bir süre sonra tekrar dönmeye karar verir. 


Döndüğünde kaplan yoktur ama zebra hala oradadır. Sabah olduğunda filikanın brandasının altında bir sırtlan olduğunu fark eder. Sırtlan ona saldırmaya çalışır. Pi kürekle onu uzaklaştırır. Yine korkmuştur. Biraz sonra gemiden arta kalan yığınların üzerinde bir orangutan çıkagelir. Pi ona yardım ederek filikaya alır. Zebra yaralıdır. Sırtlan acıkmıştır ve onu yemeye başlar. Pi ne kadar engel olmaya çalışsa da. Daha sonra orangutana saldırmaya çalışır ve orangutan ona vurarak sersemletir. Ondan kurtulduklarını sanar Pi. Fakat bir anda orangutanın boynuna atlayarak onu da öldürür. Pi çok sinirlenmiştir. Bıçakla saldırmaya çalışırken bir anda brandanın altından kaplan fırlar. Sırtlanın üstüne atlar ve öldürür. Artık kaplanla birlikte okyanusta hayatta kalma mücadelesi vereceklerdir. Filmin son bölümleri çok duygusal konuşmalara sahne oluyor. Başarılı bir film olmuş. Kaplan'ın oyunculuğu harika :) Çekim teknikleri bambaşka bir boyut kazandırmış filme. Oscar'da bir çok dalda aday ancak en iyi film ödülünü kazanabileceğini düşünmüyorum.


Notlar: 
Hint inanışlarına göre 33 milyon civarında tanrı varmış.
Filmin bütçesi 120 milyon dolardır.
11 Dalda Oscar'a aday olmuştur.




 


21 Ocak 2013 Pazartesi

"City Hunter" (2011)

Şehir Avcısı



Oyuncular


Yıl 1983, Güney Kore başkanı Myanmar'ı ziyareti sırasında Kuzey Koreli casuslar tarafından bombalı saldırı düzenlenir. Başkan yara almadan kurtulur ancak çok sayıda diplomat hayatını kaybeder. Milli Güvenlik toplantısı yapılır ve Kuzey Kore'ye karşılık verilmesine karar verilir. 


Elit adamlardan oluşan ekip Kuzey Kore açıklarına yollanır ancak son anda saldırı iptal edilir ve gönderilen 21 tane askerin yine kendi askerleri tarafından öldürülmesine karar verilir. Bu olay büyük bir gizlilik içinde yapılacaktır. Plan devreye konur ve askerler öldürülür. İçlerinden yalnızca Lee Jin-Pyo kurtulur.  Eşi yeni doğum yapmış arkadaşı Park Mu-Yul sayesinde hayatta kalmıştır. Onun vasiyeti üzerine eşine ve çocuğuna bakmalıdır. 

Kim Na-Na
Jin-Pyo ülkeye döner ve Mu-Yul'un çocuğunu kaçırır. Çocuğu Tayland'da tek başına büyütür. Onu da askeri eğitime tabi tutar. Tek bir amacı vardır. Onlara bu tuzağı kuranlardan intikam almak. Lee Yun-Sung'la (Lee Min-Ho) beraber artık intikam alma zamanı gelmiştir. Lee Yun-Sung, Jin-Pyo'yu kendi babası zannediyordur. Daha sonra gerçekleri öğrenir. 

Lee Yun-Sung / City Hunter
Tek gizli kalan şey bu değildir. Bu ve bunun gibi birçok gerçekten de haberi yoktur önceleri. Tek amacı onun gibi intikam almaktır. Ancak üvey babası gibi öldürme yanlısı değildir. Onları adalete teslim etmek istiyordur. Kore'ye döndüğünde plan gereği ulusal sistem güvenliğinin yapıldığı bölümde işe girer. Orada Kim Na-Na ile karşılaşır. 

Savcı Kim Young-Ju
Bu kızı daha önce de Tayland'da iken bir fotoğrafta görmüştür ve çok beğenmiştir. Onun da arkasındaki gerçekleri devamlı Bae-Sik Jung'a (aşçıları) sorsa da bir türlü öğrenemez. Suçluları adalete teslim edişi sırasında Savcı Kim Young-Ju onun peşine düşecektir. Kim Na-Na ile Lee Yun-Sung aynı departmanda çalışıyorlardır. Kim Na-Na korumalık dışında akşamları özel şoförlük yapıyordur. Başkana yakın iş adamlarını korur ve bu görevlerde başarılı olunca Başkanı korumaya kadar gidecek bir sürece dahil olur. 


Olayların arkasında gündüzleri aynı bölümde çalıştıkları Lee Yun-Sung vardır. Onun sayesinde bu başarıyı yakalayacaktır. Lee Yun Sung (City Hunter) her ne kadar ondan hoşlansa da ve onun bu olayların içinde olmasını istemese de o da plana dahil olacaktır bir şekilde.


Karakterlerin bir çoğunun birbiriyle karışık bir geçmişleri var. Hepsini anlatmaya kalksam çok uzun sürer ve diziyi izlemek isteyenler için bir anlamı kalmaz. Aksiyon, dram ve romantizm bir arada başarılı bir dizi olmuş City Hunter. 


Diziyi izlerken hemen başlarında çekim tekniklerinden bunun bir mangadan alınmış olabileceğini tahmin ettim ve yanılmamıştım :) Aynı isimli bir Japon mangasından alınmış bu dizi. Aşağıda görüldüğü üzere Kore'de iyi de bir reyting almış. Kim Na-Na karakterini oynayan Park Min-Young 49 Days dizisinde daha önce izlediğim Nam Gyu-Ri'ye çok benziyor bu arada :) Lee Min Ho'nun oyunculuğunu beğendim bu dizide. Daha önce zaten kısa bir süre Faith dizisine bakmıştım. Orada pek beğenmedim ama henüz başında sıkılıp bıraktığım için erken konuşmayayım.

Park Min-Young ve Nam Gyu-Ri
Dizinin Kim Bo-Kyung tarafından söylenen Suddenly şarkısı çok güzel. Diziyi izlemeden önce de dinliyordum. Buyrun siz de dinleyin.






16 Ocak 2013 Çarşamba

"Chuno" (2010)

The Slave Hunters
Köle Avcıları




Lee Dae Gil soylu bir aileden gelmektedir. Gençlik döneminde evlerinde köle olarak çalışan Eun Yeon'a aşık olur. Onunla evlenme planları yapıyordur ancak babası buna karşıdır. Bir gün kaldıkları evde yangın çıkar. Dae Gil kızı kurtarır ama bu sefer kızın abisi ona saldırır ve yaralar. Yangında mahsur kalır Dae Gil. Eun Yeon'un abisi onu da alarak kaçar. Eun Yeon ne kadar mani olmaya çalışsa da.

Dae Gil ve Eun Hyeon

Aradan 10 yıl geçer. Dae Gil artık bir köle avcısıdır. Sokaklarda dövüşe dövüşe kendini geliştirmiş ve yanına iki tane daha ekip arkadaşı almıştır. Kölelerin peşine düşmesinin tek sebebi vardır. Yıllardır aradığı ilk ve tek aşkı. Her gördüğü kişiye elinde ona ait olan çizilmiş bir portreyi gösterir. 

Song Tae Ha

Song Tae Ha eskiden ordunun başındaki komutandır. Ancak daha sonra Krala yakınlığıyla bilinen Lee Kyeong Sik tarafından kumpasa getirilir. Yapmadığı bir suç yüzünden cezalandırılır ve görevinden azledilir. Üstüne bir de köle damgası yer. (Kölelerin vücutlarına belirgin bir şekilde köle olduğunu belirten dağlama yapılıyordur) Köle olarak çalıştığı yerden kaçmaya karar verir. Onun kaçtığını öğrenen Lee Kyeong Sik başına ödül koyar. Oranın en iyi köle avcısı Dae Gil'dir. Dae Gil ödül için hemen göreve atılır. Bu esnada Eun Yeon diğer adıyla Kim Hye Won abisi tarafından zorla evlendirilir ve o gece kaçar. Kaçarken yolda saldırıya uğrar. Aynı yerden geçen Tae Ha onu saldırganların elinden kurtarır. Tae Ha yaralı haldedir ve onu kurtardıktan sonra bayılır. Hye Won ona yardım eder ve iyileştirir. Artık ikisi de kader ortağıdır. Peşlerine düşen Dae Gil'in ise Eun Yeon'dan haberi yoktur.



Bazı yerleri biraz sıkıcı olsa da iyi bir diziydi. Oyuncu kadrosu çok geniş, adeta yıldızlar geçidi. Erkek izleyicilerin gözü bayram edecektir. Bir çok güzel bayan var dizide. Eğlenceli karakterler de mevcut. Dizi de en çok sıkıldığım bölümler kölelerin birlik olma çabasıydı. Ancak en çok sevdiğim yerlerden biri de bir kölenin ölmeyi hak eden birini öldürmesiydi. Dizideki veliaht prens rolünü oynayan çocuk çok şirindi bu arada :)


Ancak ben diziye düşük bir puan verdim. Güzel müziklerine, oyuncularına, emeğe rağmen sonunu hiç beğenmedim. Sırf bu yüzden bayağı bir puan kırdım.

Aynı sene bir çok ödül kazanmış bir dizi aynı zamanda Chuno. Ama olmadı beğenmedim bu sonu. Hayat her zaman beklentileri vermiyor. Önüne çıkanlar şekillendiriyor yolunu. Bu diziden belki bu sonucu çıkarabiliriz.

Bir de son sahnede verilen mesaj güzeldi. Dizinin amacının ne olduğunu belli etti.
"Elde edemediğin senindir."
Sevdim bu sözü. City Hunter yazımda görüşmek üzere.

Newer Posts Older Posts