12 Mayıs 2012 Cumartesi

Always (2011)

Always



Oyuncular

Geçirdiği bir trafik kazası sonucu görme engelli olan Jeong-hwa (Hyo-ju Han) iş çıkışı her gün otopark girişindeki klübeye gidip orada çalışan yaşlı adamla dizi izliyordur. Daha doğrusu dinliyor ve görünenleri adama soruyordur. Adam artık emekli olmuştur ve yerine genç birisi bakacaktır. Bu kişi Cheol-min'dir. Cheol-min (Ji-sub So) eskiden şampiyon bir boksördür. Boksu bırakmış ve tefecilerin yanında borcu olanların ödemesini geciktirenlerin gözünü korkutuyor, gerekirse dövüyordur. Yine böyle bir olay sırasında kovaladığı kişi kendini yakar ve polis onu tutuklar. 4 yıldan fazla hapis yattıktan sonra bu işi bulmuştur. Jeong-hwa yine her iş çıkışı oraya gelip Cheol-min ile dizi izliyordur. Zamanla birbirlerinden etkilenmeye başlayacaklardır. Jeong-hwa'nın yeniden görebilmesi için yüklü miktarda para lazımdır. Cheol-min bu yüzden Tayvan'da kaçak bir dövüş müsabakasına katılır. Kural olmayan bu dövüşte ya nakavt olacak yada ölecektir. Yada kendi canını kurtarmak için rakibini nakavt edecektir. İlk dövüşünde en güçlü adamlarını yendiği için dövüş sonrası ona tuzak kurarlar. Jeong-hwa ameliyat olup yeniden görmeye başlayacaktır. Ama Cheol-min'i göremeyecek, haber alamayacaktır. Aradan 2 yıl geçer...

Buradan sonrasını izlediğinizde görün artık. Dram ve romantizmin bir arada olduğu güzel bir filmdi. Uzun zaman sonra izlediğim en iyi dram filmlerinden biriydi.

Filmin bir kaç afişi ile yazımı sonlandırıyorum.





11 Mayıs 2012 Cuma

Moby Dick (2011)

Moby Dick



Oyuncular

Balam köprüsünde meydana gelen bir patlama yüzünden hükümet savaş alarmına geçmiştir. Patlamanın Kuzey Kore tarafından yapıldığı söylenmektedir. Ancak işin aslı böyle değildir. Gazeteci Lee Bang-woo ve ekibi bu olayı çözmek ve gerçeği ortaya çıkarmak için amansız bir mücadeleye girişecektir.

Güzel bir filmdi ama ben sonundan pek bir şey anlamadım. Takip türü filmleri sevenler izleyebilir.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Don't Tell Papa (2004)

Don't Tell Papa



Oyuncular

Chul-su çapkın bir lise öğrencisidir. Bir gün barda tanıştığı bir kıza aşık olur ve sarhoş olan kızı otele bırakır. Kız erkek yapılı sert birisidir ama onun bir sözüne kanıp gönlünü kaptırmıştır. O gece sarhoşken otel odasında birlikte olurlar ve Chul-su kızı bir daha göremez. Günlerden bir gün derste iken kuryenin biri sınıfa sepet içinde bir çocuk getirir ve onun masasına bırakır. Bir güzel de azarlar onu. Tek başına artık çocuğunu büyütmek zorundadır Chul-su. Arkadaşı sayesinde bir eğlence klübünde iş bulur ve çalışmaya başlar. Zorluklarla geçen yıllardan sonra çocuk büyümüş sekiz yaşına gelmiştir. Tesadüf budur ya yıllar önce ailesinin zoruyla Amerika'ya gitmek zorunda kalan Ae-ran (Chul-su'nun çocuğunun annesi) aynı yerde moda direktörü olarak işe başlar.


Genel anlamda komedi ağırlıklı ama bir noktadan sonra dramın yoğun olduğu güzel bir filmdi. Müstehcen sahneler ve bolca küfürlü konuşmalar var. Çocuk bile neler neler söylüyor. O kötü ortamlarda her türlü lafı öğreniyor. Oyunculuğunu da beğendim ufak yaşına rağmen iyi oynamış. Şimdilerde delikanlı olmuş hatta bir çok filmde oynuyor. Bu film 7 puanı hak etti benden :)

1 Mayıs 2012 Salı

A Beautiful Life (2011)







Oyuncular



Li Peiru (Qi Shu) Hong Kong'tan Çin'in başkenti Şangay'a gelmiş bir genç kızdır. Yıllarca ailesine para yetiştirmek için uğraşmıştır ve artık mutlu bir yuva kurmanın hayaliyle bir adamın peşine düşmüştür. Fang Zhendong (Ye Liu) ise her işini düzgün yapan dürüst bir polis memurudur. Bir gün eğlenmek için gittikleri aynı barda tesadüfen karşılaşırlar. Pek hoş bir karşılaşma olduğu söylenemez. Daha sonra gecenin ilerleyen vakitlerinde Fang bardan ayrılır ve yolda yürürken arkasından birisi üstüne atlar. Bu kişi Li'dir. Sarhoştur ve evine götürülmesi gerekmektedir. Sarhoş olduğu için adresini öğrenemeyen Fang onu bir otele götürür ve oradan ayrılır. Daha sonra yine tesadüf eseri karşılaşacaklardır ve artık Fang Li'nin etki alanı altında kalacaktır. 


O ne zaman çağırsa hemen gidecektir. Kardeşiyle birlikte sıradan bir hayat yaşayan Fang onun da geçimini üstleniyordur. Kardeşi içine kapanık bir çocuktur ve maskotluk yaparak vakit geçiriyordur. Maskotluk yapmasının da tek nedeni aynı yerde çalışan dilsiz bir kıza aşık olmasıdır.


Biz de hep erkek tarafı kız istemeye gider ya Çin'de tam tersi oluyor. Şaka bir yana dilsiz kızın annesi onların aşklarını görür ve evlenmelerinin iyi olacağını, ona iyi bakacaklarına emin olduğunu söyler. Burada geçen konuşmalar çok çarpıcı. Bu duygusal tablo karşısında Li'de göz yaşlarını tutamaz. Artık kabul edemediği gerçeği kabullenmesi gerekiyordur. O da Fang Zhendong'u seviyordur. İş durumu kötüye giden Li sonunda ülkesine döner. Orada da duramaz ve Çin'e geri döner. Döndüğünde ise hiç beklemediği bir durumla karşılaşır.





Dram ve romantizmin bir arada olduğu güzel bir filmdi. Qi Shu ve Anthony Wong Chau-Sang dışındaki oyuncuları tanıdığım söylenemez ama iyi oyunculuk çıkarmışlar onlarda. Liang Tan ise yüzmede olimpiyat şampiyonuymuş gerçek hayatta. Bu filmde rol almış. Odun gibi bir vücudu var. Tuhaftı, bütün yüzücüler mi böyledir bilemiyorum. Danying Feng'de güzel kızmış. İlk kez bu filmde gördüm :)


Uninvited (2003)





Oyuncular

Geçmişinde yaşadığı ağır travma sonucu halüsinasyonlar gören Jung-won bir gün metroda iken uykuya dalar uyandığında son durağa gelmişlerdir ve hemen acele ile kapılar kapanmadan vagondan çıkar. Son anda içeride iki tane küçük kız çocuğunun olduğunu farkeder. Uyarmak ister ama kapılar kapanmıştır ve metro treni yoluna devam eder. Ertesi gün haberlerde metroda iki tane küçük kız çocuğunun ölü cesetlerinin bulunduğunu öğrenir. Daha sonra kendi evinde onları görmeye başlar. Jung Yun'da başından geçen bir olay yüzünden halüsinasyonlar görüyordur. Olur olmadık yerlerde bayılıyordur. Tedavi olmak için dokto kilisi ne varsa deniyordur. Babası rahip olan Jung-won ile Jung Yun'da kilisede karşılaşırlar. Jung-won'dan kiliseye gelenleri evlerine bırakması rica edilir ve Jung Yun ile birlikte iki kişiyi daha evine bırakmak üzere yola çıkarlar. Yolsa diğer iki yolcuyu bıraktıktan sonra Yun'un evine gelirler ama kadın uyumuştur. Uyandırmayı başaramayan Jung-won bayıldığını anlar ve kendi evine taşır. Orada uyuyan Yun'un cebindeki karta bakan Jung-won yazılı notu görür. Beni bayılmış halde bulursanız şu numarayı arayın yazıyordur. Numarayı arar ve kocası sabah onu oradan alır. Tam evden çıkarken çocukların üstünü örtmeyi unutma der. Aynı halüsinasyonu o da görmüştür. Bundan sonra Jung-won Yun'un peşini bırakmaz ve ikisi birlikte sorunlarının kökenine inerler.

Gianna Jun hatırına izlediğim bir filmdi. Vasat bir film. Yazarken bile çok sıkıldım.

Newer Posts Older Posts