Web Tasarımcısı, Galatasaray taraftarı, Gamer, Blog yazarı, Video İçeriği Üretici, İllüstratör, Hayvansever, K-pop sever, Çizim yeteneğim var ama kullanmıyorum. C# öğreniyorum bu aralar.
Wing Chun genç ve güzel bir kızdır. Ancak erkek gibi dövüşüyor ve bundan zevk alıyordur. Babası ile beraber restoran işletiyordur. Bu erkeksi tavırları yüzünden ona talip olanlar ürküyordur.
Yorum
Komedi yönü ağır olan film Kung Fu dövüş sanatının kökenini ve ustalarının hayatlarının nasıl doğduğunun öncesini içeriyor. Ip man'e bağlantı kurdukları kısım güzeldi.
Filmin başrolü Jing Bai maalesef bu filmden iki yıl sonra bir bıçaklı saldırıda hayatını kaybetmiş. Bunu da filmin oyuncularına bakarken fark ettim. Üzücü bir durum.
Tan ve June uzun yıllardır birbirinden hoşlanan iki gençtir. Tan, o küçük yaştayken onları terketmiş babası olmadan annesiyle birlikte geçinebilmeye çalışıyordur. June özgür ruhlu bir kızdır ve dünyayı gezmek istiyordur. Tan ise hayali olmayan bir gençtir. Üniversite tercihleri gelir ve Tan gazeteciliği seçer annesi hayalkırıklığına uğrar. Ziraat fakültesine gitmesini ve ona yakın olmasını istiyordur. Çilek bahçelerine sahip çıkacak birileri gerekiyordur.
Üniversite zamanı gelir ve Tan evden ayrılır. Bangkok'a gider. Oradaki ortamdan başı döner ve başka bir kıza aşık olur. June ise Japonya'ya burs kazanır ve oraya gider. Tan bir süre sonra bir şeylerin eksik olduğunu anlamaya başlar.
Annesi ile babasının yazışmalarından birine denk gelir. Eski mektuplardan biri. Şimdiyse uzaklarda olan June Facebook'tan onunla yazışıyordur. Eski bir hikâyenin modern versiyonu ortaya çıkmış olur. Filmde adını buradan alıyor.
Karakterler çok şirin. Dokunaklı yönleri olan da bir film. Genç kitleye hitab ettiği kadar arkada başka bir hikâyeyi de barındıran sıcak bir film.
Serinin üçüncü ve son filmidir. Polis teşkilatı içine sızdırılmış suç ve suçlularla bağlantılı ekip arkadaşını ortaya çıkarmaya çalışan Kang Chul-Jung'un başından geçenlerin konu edildiği aksiyon filmi.
Maalesef konu bu kadar basit. Konuyu biraz dallandırmak için gangster çetesi içine de bir polisi sokmuşlar. O biraz eğlence katmış. Gerisi vur kır.
Ji-Yeon başarılı bir avukatdır. Kızının okul etkinliğindeki spor müsabakasında birden ortadan kaybolduğunu fark eder. Sağa sola sorar ama kimse nerede olduğunu bilmiyordur. Telaş içinde eve dönen Ji-yeon'a telefon gelir ve kızının kaçırıldığını anlar. Telefondaki kişi ondan avukatları olmasını ister. Yedi gün içerisinde o kişinin suçsuzluğunu kanıtlayabilirse kızını serbest bırakacağını ve polise gitmemesi gerektiğini söyler. Ji-Yeon bunu kabul eder ve talimatları takip eder. Ancak gördükleri karşısında şoka uğrar. Bir yanda vicdanı diğer yanda kızı.
Gerilim türünde bir film daha iyi olabilirdi ama ortalama bir film olmuş. LOST'dan tanıdığımız Kim Yunjin var diye bakalım demiştim. Oyunculuklar idare eder yine de.
Zengin bir adam olan Philippe yamaç paraşütü yaparken ters rüzgara yakalanıp düşer ve sakat kalır. Kendisine bakması için bakıcı tutar ama bir türlü istediği kişiyi bulamaz. Tuttuğu kişiler çok fazla süre yanında kalmıyordur. Driss ise işe ihtiyacı olan, hapisten yeni çıkmış, banliyölerde yaşayan bir genç adamdır. Savsak tavırları ve vurdum duymazlığıyla karşısındakileri çileden çıkartan bir tiptir. Philippe'le bir şekilde kimyaları uyuşur. Çünkü Philippe normal bir bakıcı istemiyordur. Bunu Driss ile tanışınca anlamıştır. Normalde bu halde kötürüm iken yapamayacağı şeyleri onun sayesinde gayette eğlenerek yapmıştır. İşveren ve işçi mesafesinin çok ötesinde dostluğa uzanan bir yol olmuştur artık bu.
Oldukça etkileyici ve sürükleyici bir film. Driss karakterini gerçekten çok seveceksiniz. İzlenmesi tavsiye edilen bir film.
Rio 17 yaşında çekici bir kızdır. Arkadaşlarıyla lüks mekanlarda takılmayı seviyordur. Para konusunda sıkıntısı yoktur ve kimseyi umursamaz. Bir gün 35 yaşındaki profesör Kouki ile karşılaşır. İlk görüşte aşık olur. Ama kendisine karşı bir ilgi gösterilmediğini fark eder. Bunu bir saplantı haline getirdiğinden mi yoksa gerçekten önemsediğinden mi bilinmez bunu sürdürmeye karar verir ve sonunda amacına ulaşır aşkına karşılık bulur. Ancak bir süre sonra profesör ortadan kaybolur.
Yorum
Uçlarda gezen bir film. Japonlar bazı şeyleri (fantezileri) fazla abartıyorlar. Acıklı bir konu ele alınırken bazı tuhaflıkları da yüzünüze vuruyor. Ortalama bir film olmuş bu yüzden.
Öncelikle filmin gerçek bir hayat hikâyesinden esinlendiğini söyleyerek giriş yapayım.
Jung-Yeon ve eşi Jong-Bae kendi halinde bir çifttir. Jong-Bae'nin intihar eden arkadaşı yüklü miktarda borç bırakmıştır. Ve kefil olarak da Jong-Bae'yi göstermiştir. Bu yüklü miktarda parayı bulmak için Jong-Bae her yola başvurur. Sonunda bir arkadaşı ona Paris'ten hediyelik bazı taşlar getirmesi karşılığında ona bu ödemeyi yapacağını söyler. Eşi ilk başta buna karşı çıkar. Arkadaşı onu tekrar aradığında bu iş için kadın bir kurye lazım olduğunu söyler. Eşini göndermesini ister. Jong-Bae kabul etmez. Kirayı ödeyemediklerinde ise eşi kendi bu işe kalkışmaya karar verir. Bir not ile birkaç günlüğüne uzaklaştığını söyler. Paris'e gider. Valizi alır ve ülkesine doğru hazırlandığı sırada polisler şüphelenir ve çantasını görmek ister. Ağzına kadar dolu paketlenmiş uyuşturucu doludur. Kadın korece dışında herhangi bir dil bilmediği için derdini anlatamaz ve hapse gönderilir. Hayatı alt üst olur. Başına gelmeyen kalmaz.
Eşinin onu geri getirebilme çabası ve çocuğuna duyduğu özlemle yıllarca hapis hayatı yaşayacaktır. Eve dönmenin özlemi içinde bitap düşecektir. Saflıkları yüzünden başlarına gelmedik şey kalmayan bir ailenin yaşamından bir kesit. Oldukça gerçekçi bir şekilde sinemaya aktarılmış. Oyunculuklar güzeldi.
İçine kapanık bir bilgisayar mühendisi olan "Train Man". Bir gün trende bir kadının tacize uğradığını görür ve ona yardım eder. Daha sonra kadın ona teşekkür etmek için adresini ister. Hediye göndermek istediğini söyler. Bilgisayar oyunu müptelası olan Train Man daha önce hiçbir kızla duygusal bir yakınlık yaşamamıştır. Ancak "Hermess" kod adlı bu kızı gördüğünde aşık olmuştur. Ne yapacağını bilmez bir durumda internette hikâyesini anlatmaya başlar. Ve ne yapması gerektiğini sorar. Japonyada meşhur olan bu rastgele sohbet ortamında insanlar ona fikirlerini söyler. Bu şekilde her gün git gide fenomen haline gelir. Kızla sonunda buluşur ve kendine çeki düzen verir.
Hareketli bir o kadar da sürükleyici bir yapım olmuş. İyi vakit geçirten iyi bir film. Tavsiye edilir.
Seong-Hee radyo programında müzik eleştirmenliği yapan bir kişidir. Karısından boşanmaya karar vermiştir. Ve bunu programda söylemiştir. Aynı gün eve gittiğinde karısının onu terkettiğini ve arkasında bir mektup bırakıp ortalıktan kaybolduğunu öğrenir. İşini bırakıp karısını aramak için arkadaşlarıyla birlikte yollara çıkar. Bu uzun yolculuğu sırasında başına gelenlerin konu edildiği komik olaylar silsilesiyle sıkmadan izleten bir film olmuş. Karısının onu terkedişinin aslında iyi niyetli bir iş için evden uzaklaşmak olduğunu öğrendiğinde yaşayacağı pişmanlığın altında ezilecektir. Ancak iş işten geçmiştir.
Basit bir konu üstüne komedi kondurulmuş bir filmdi. Fena vakit geçirtmiyor ama film bitince biraz hayalkırıklığı bırakıyor insanda.
